RSS

Etiket arşivi: Mübarek Gün ve Geceler

ON GÜNLERİN FAZİLETİ

وَالْفَجْرِۙ ﴿١﴾    وَلَيَالٍ عَشْرٍۙ ﴿٢﴾    وَالشَّفْعِ وَالْوَتْرِۙ ﴿٣﴾    وَالَّيْلِ اِذَا يَسْرِۚ ﴿٤﴾    هَلْ ف۪ي ذٰلِكَ قَسَمٌ لِذ۪ي حِجْرٍۜ ﴿٥﴾

“Fecre, on geceye, çifte ve teke yemin olsun. Geçip giden geceye yemin olsun. Hiç şüphe edilmeye ki; bunlarda gerçek yemin vardır, aklı başında olanlar için..” (fecr suresi 1, 2, 3, 4, 5)

Cenab-ı Hakk Kur’an-ı  azimüşşanda birtakım şeylere yemin etmiştir ki; bu surede de fecre ve 10 günlere yemin etmiştir. Bu surede yemin olunan fecr ile maksad bazı müfessirlere göre zilhicce ayının ilk gününün sabahı, bazılarına göre muharrem ayının ilk gününün sabahıdır ki yeni sene ondan doğar, başlar.

On geceden maksat da yine zilhicce ayının ilk 10 günü yahut muharrem ayının ilk on günüdür.(tefciruttesnim fi kalbin selim 2/732) yahut ramazanı şerifin son on günüdür. (dürretül vaizin 2/1144)

Ayette on gece diyerek zikredilmiştir ancak, Kur’an-ı Kerim adeti arap üzere inmiştir ki araplar gece diyerek tüm günü kasdederler, Cenab-ı Hakk’da gecesine işaret ederek günleri ile beraber kasdetmiştir.

Cenab-ı Hakk sene içinde üç on günü tercih etmiştir. Diğerlerinden üstün kılmıştır, şöyleki;

1-      Ramazan ayının son on günü, çünki bu günlerde kadir gecesinin bereketi vardır.

2-      Zilhicce ayının ilk on günü, zira o günlerde, terviye günü, arefe günü, kurban günü, telbiye, hac işleri, değişik dini merasimler vardır. Nitekim bu manada gelen bir hadis-i şerifte; Read the rest of this entry »

 

Etiketler: , , , , , , , , ,

İbrahim ve İsmail as ve Kurban

وَقَالَ إِنِّي ذَاهِبٌ إِلَى رَبِّي سَيَهْدِينِ

رَبِّ هَبْ لِي مِنَ الصَّالِحِينَ

فَبَشَّرْنَاهُ بِغُلَامٍ حَلِيمٍ

فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ السَّعْيَ قَالَ يَا بُنَيَّ إِنِّي أَرَى فِي الْمَنَامِ أَنِّي أَذْبَحُكَ فَانظُرْ مَاذَا تَرَى قَالَ يَا أَبَتِ افْعَلْ مَا تُؤْمَرُ سَتَجِدُنِي إِن شَاء اللَّهُ مِنَ الصَّابِرِينَ

فَلَمَّا أَسْلَمَا وَتَلَّهُ لِلْجَبِينِ

وَنَادَيْنَاهُ أَنْ يَا إِبْرَاهِيمُ

قَدْ صَدَّقْتَ الرُّؤْيَا إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ

إِنَّ هَذَا لَهُوَ الْبَلَاء الْمُبِينُ

وَفَدَيْنَاهُ بِذِبْحٍ عَظِيمٍ

وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْآخِرِينَ

سَلَامٌ عَلَى إِبْرَاهِيمَ

كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ

إِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِنِينَ

وَبَشَّرْنَاهُ بِإِسْحَقَ نَبِيًّا مِّنَ الصَّالِحِينَ

وَبَارَكْنَا عَلَيْهِ وَعَلَى إِسْحَقَ وَمِن ذُرِّيَّتِهِمَا مُحْسِنٌ وَظَالِمٌ لِّنَفْسِهِ مُبِينٌ

99 – Bir de dedi ki: “Ben Rabbime gidiyorum, o bana yolunu gösterir.”

100 – “Ey Rabbim! Bana salihlerden (bir oğul) ihsan et!”

101 – Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik.

102 – Oğlu, yanında koşacak çağa gelince: “Ey oğlum! Ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak, ne düşünürsün?” dedi. Çocuk da: “Babacığım sana ne emrediliyorsa yap, inşaallah beni sabredenlerden bulacaksın” dedi.

103 – Ne zaman ki ikisi de bu şekilde Allah’a teslim oldular, İbrahim oğlunu şakağı üzerine yatırdı.

104 – Biz de ona şöyle seslendik: “Ey İbrahim! ”

105 – “Rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki, biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.”

106 – “Şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı.” (dedik)

107 – Ve ona büyük bir kurbanlık fidye verdik.

108 – Kendisine sonradan gelenler içinde iyi bir nâm bıraktık.

109 – Selam olsun İbrahim’e…

110 – İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.

111 – Çünkü o bizim mümin kullarımızdandı.

112 – Ona bir de salihlerden bir peygamber olmak üzere İshak’ı müjdeledik.

113 – Hem ona hem İshak’a bereketler verdik. Her ikisinin neslinden de hem iyilik yapanlar var, hem de açıkça kendi nefsine zulmedenler var. (Saffat-99-113)

İbrahim as  Allah’ın yardımıyla Nemrud’un ateşinden kurtulduktan sonra: “dedi ki, ben Rabbime gidiyorum.” Yani bana hicret etmemi emrettiği yere ki, Şam’dır hicret edeceğim. Yani Rabbimin taatı için harran’dan beytülmakdis’e hicret edeceğim. “o bana doğru yolu gösterecek.” Yani beni hicret etmek istediğim yere ulaştıracak ve dinimin yararına olan şeyi bana gösterecek. Hadis-i şerifte buyruldu ki;

“bir karış yer (mesafe) için dahi olsa, dini için bir yerden bir yere kaçan kimse, Allah’tan cenneti hakeder ve İbrahim as’ın refiki olur. Çünki İbrahim as Harran memleketinden Şam memleketine hicret etti. Her kimde bir yerde bulunurda orada, Allah’a isyan zuhur ederse, o da Allah rızası için oradan çıkarsa, İbrahim ve Muhammed as’a uymuş olur. Bunun için ahirette onların refiki olur.”

Sonra İbrahim as dedi ki; Read the rest of this entry »

 

Etiketler: , , , ,

KURBAN BAYRAMI VE KURBAN KESMENİN FAZİLETİ

إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ ﴿1﴾ فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ ﴿2﴾ إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْأَبْتَرُ ﴿3﴾

1. Muhakkak biz sana Kevser’i verdik.

2. Öyleyse Rabb’in için namaz kıl ve kurban kes.

3. Muhakkak ki sonu kesik olan, sana buğzedendir.  (kevser suresi 1-3 elmalılı hamdi yazır meali)

Kevser suresi Mekke-i mükerreme’de inzal olmuş, Kur’an-ı Kerimin 108. Suresidir.  Bir ismi kevser diğer ismi ise “nahr” yani boğazlama, kurban suresidir.

Bu surenin ikinci ayeti ile yani فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ Öyleyse Rabb’in için namaz kıl ve kurban kes, ayeti ile İmam-ı Azam hazretlerinin izahı üzere Cenab-ı Hakk kurban kesmeyi mü’min kulları üzerine vacip kılmıştır.

Peygamber efendimiz bir hadis-i şeriflerinde buyuruyor ki;

مَنْ وَجَدَ سَعَةً وَلَمْ يُضَحِّ فَلاَ يَقْرَبَنَّ مُصَلاَّناَ

“kim bir genişlik bulur da kurban kesmezse bizim namazgâhımıza yaklaşmasın” (abdullatif 543)

Ayeti kerimede evvela geçen “namaz” kelimesi “bayram namazı” ile “nahr” kelimesi “kurban kesmek” ile tefsir edilmiştir. Hem kurban ibadeti namaza yakın zikredilmiş hem de bu emrin vaktine işaret edilmiştir ki kurban ancak bayram namazından sonra kesilmek ile caiz olur. Bayram namazından çıkılmadan önce kesilen kurbanın iade edilmesi lazımdır. Zira peygamber efendimiz İbn-i Bürde radıyallahü anh bayram namazından önce kurban kestiği vakit Read the rest of this entry »

 

Etiketler: , , , , , , , , ,